Sunday, November 30, 2014

Beklenmedik Olaylar Silsilesi Bölüm I



Saat sabahın üçü. Sarhoşluğun doruklarındayım. Taksici muhabbetini kafam kaldırmaz diye Amerikan filmlerdeki gibi arka koltuğa oturdum.


"Usta niye köprüye çıktık?"


"Köprüden geçmeden nasıl gideceğiz Bakırköy'e yeğen?"


"Ne Bakırköy'ü abi ya! Ben Kadıköy Belediyesi dedim sana."


Hay anasını satayım! Bir bu eksikti. Adam babam yaşında. Tatsızlık çıkarmak istemiyorum.


"Yanımda fazla para yok abi. Ben burada ineyim."


"Buradan nasıl gideceksin eve oğlum?"


"Gideriz bir şekilde."


Boğaz Köprüsü'nün ortasında taksiden indim. Uzaktan iki adam bana doğru koşmaya başladı.


"Dur delikanlı! Sakın yapma!"


Bekçiler beni kulübeye götürdüler. Çay ikram ettiler.


"Abi dediğim gibi taksiciyle aramızda bir anlaşmazlık oldu. Ben Kadıköy demiştim o Bakırköy anlamış. Beni bırakın da gideyim."


"Elimizden gelen birşey yok. Bu tür durumlarda polisi çağırmak zorundayız."


Saat 3'te onbeş dakikalık yürüme mesafesinde olan evime bir an önce varabilmek için taksiye binmiştim. Şimdi saat 4 olmuştu ve tanımadığım iki adamla boğaz köprüsünün bekçi kulübesinde demli çay yudumluyordum.


Kapı açıldı. Ellerini ovuşturan iki polis memuru içeri girdi.


"Bu ne soğuk lan böyle götümüz dondu! Sen misin intihar etmek isteyen?"


"Ne intiharı abi. Ben sadece eve gitmek istiyorum."


"Yalan söyleme lan! Niye köprünün ortasında arabadan iniyorsun o zaman?"


"Takside bir yanlışlık oldu. Köprüde inip karşıya geçecektim."


"Lan köprüde karşıdan karşıya mı geçilir? Geç şu arabaya karakola gideceğiz."





No comments:

Post a Comment